20 Nisan 2012 Cuma

Türk Kadınının Nutella'yla İmtihanı



3. dönemin başlamasıyla tekrar okula döndüm. Uzun geceler, 3 kahve sonrası hala uyanılamayan sabahlar, ödevler, projeler, sınavlar... derken Temmuz'a gün sayıyorum. Sonrasında MBA'ini de bitirmiş bir eğitim aşığı olarak yeni projelerle ilgilenebiyo olacağım. (MSA'da uzun pasta eğitimleri en büyük hayalim!)

Boğaziçi'nde 3. dönem başlar da cumaları ders olmaz mı? Olur tabii! Biz artık birbirini 1 gün görmese özleyen, okula bir gün gitmese fenalaşan bir ekibiz. Evet biz, 8 kişi... Derse beraber giren, beraber geç kalan, beraber çıkan, beraber içen, beraber kaçan, beraber uçan... Bugün yine sardalya misali sınıfın en arkasına dizildik. Ama itiraf ediyorum, dersi dinlemekten çok uzağız. Oyun oynayanlar, twitter'da takılanlar, hatta online alışveriş sitelerini dolaşanlar... Derken iki kişi dayanamadı ve kendini mükemmel MBA villamızın bahçesine attı. Biz de dinliyor gibi görünüp dinlemeyenler grubuyuz. Yine de bir ihtimal bir yerden yakalar mıyım diye derste gösterilen videoyu izlemeye, ucundan konsantre olmaya çalışıyorum. Veeee sınıfta kalan iki kişi arasında (bkz. biri ben) şu diyalog gelişir :

K : Geçen gün Girandola'ya gittik.
A: Ayy ben daha sezonu açamadım.
K: Nutellalı dondurma yapmışlar...

Evet sevgili K cümlesini bitiremedi. Bütün K'lar mı bana karşı??? Nutella kelimesini duyduktan sonrası benim için tam bir muamma! Sınıf flulaştı, hayat anlamsızlaştı... Öyle ki o an kalbim Arnavutköy'de Girandola'da atıyo! "Tabanları yağlamak" bilmiyorum burda uygun kaçtı mı ama, daha doğru bir kelime öbeği bulamıyorum! Arabaya nasıl bindim, yolu nasıl gittim, hiçbir zaman yer olmayan İspark'ta nası ufacık bir yere sığıştık bilmiyorum... Ama evren işte... Enerji savunucuları doğru söylüyor, isterseniz alıyorsunuz ey Türk halkı!

Girandola, bana kalırsa İstanbul'un en güzel dondurmacısı! Hatta güzel az kaldı, muazzam. Yıllar önce Hürriyet İK'da sahibinin alternatif kariyer hikayesini okuduğumu hatırlıyorum. Kurumsal hayattan kaçış, İtalya'da dondurma kursu için hocaların kapısında yatış, derken talep az diye açılmayan kursu azimle açtırış... Sonrası tam bir başarı hikayesi bence. O ufacık dükkan hiç boşalmıyor, kapıda kuyruk hiç bitmiyor. Bağdat Caddesi ve Nişantaşı'nda şubeler açtılar. Zincir dondurmacı mı oluyorlar ne??? Üstelik her sene yeni yeni tatlar geliyor! İşte Nutellalı dondurma da bu senenin sürprizi. En büyük kutudan aldık, ne yazık ki ilk seçimimi nutellalı dondurmadan yaptığım için en altta o kaldı, erişmek için tam 3 top dondurmayı bitirmem gerekti! Ama ulaştığımda... Aman tanrım o nasıl bir lezzet! Ne dert kaldı ne tasa! Nutellanın içinde bir fındık tanesi olsam da, o çikolata havuzundan hiç çıkmasamın hesabını yapıyorum. Ve ben bu satırları yazarken... Hala Girandola'yı düşünüyorum.

Kurumsal hayata veda? Belki bir gün?...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hakkımda

Fotoğrafım
Pasta yapmayı sevmekten ötesi, pastaya duyulan aşk benimkisi! Boğaziçi Üniversitesi'nden mezun oldum, yetmedi MBA yaptım. Ama hiçbiri beni pasta yapmak kadar mutlu etmedi! Şimdi küçük mutfağımda gece gündüz pasta yaparak kendimi geliştiriyorum. Kim bilir belki bi gün...